"Tadını çıkara çıkara, yudum yudum kederleniyorum." (Büyük İnsanlık, Kendi Sesinden Şiirler, Nazım Hikmet Ran, syf.21 )
9 Mart 2016 Çarşamba
İstikamet: Ara Elemanlık
Serin yıllar, dostane yıllar, bertaraf yıllar...Yıllarla dost olalı birkaç zaman oldu. Lakin hep kommensal takıldık onlarla. Mütemadiyen sömürdüm onları. Mütamediyen harcadım kendimi bir lütuf hatrına. Yaşama lütfu hatrına. Oysa her gün kalkıp otobüste ezilirken nereye gidiyorum diye sormadım kendime. Yaşama telaşına kapıldım her yeni gün. Yaşamayı lütuf bildim yıllarca. Deliğinden çıkan karıncalar gibi yemeğimi toplayıp gece vakti yine deliğime döndüm. Her gün aynı otobüsün yolcusu, yolları tavaf ederek geçirdim yıllarımı. İstiyor musun diye sormayı unuttum yıllarca. Şimdi de ne istediğimi unuttum. Önüne ne koyulursa yiyen asalaklara döndüm sanki. Ve de kendimi inandırdım yıllarca, kendi seçimlerimi yaşadığıma. Oysa şu küçük yerkürede birileri bana bir görev yüklemişti çoktan. Ara eleman olmayı hayal edecektim. Artık ara eleman olmayı bile istemiyorum. Simurg'a varan ama aslında sadece o an içinde önemli olduğunu hisseden, dönüş yolunda aynı umursamazlıktan müzdarip bulunan Hüdut kuşu gibiyim. Sadece yolculuk anlamlı kılıyordu beni. Karıncalar gibi her gün aynı delikten çıkıp, aynı deliğe dönmek. Yaşam olarak verilen lütuf işte bundan ibaret. Düzeni bozmamak için süregeldiğimi düşünüyorum. Her ara elemanın yaşamaktan kaçamadığı buhran zamanı içerisindeyim. Deliğimden bir daha dönmemek üzere kurtulmak istiyorum. Ama düzen anlamlandırıyor beni. Düzen bana defolu damgası yapıştırabiliyor. İkametgah adresimle banka hesabı açabiliyorum. Nerelisin, neredensin, sorularına düzen sayesinde cevap verebiliyorum. Düzen var ediyor beni. Kendi yaratıcısından nefret eden küçük küstah yaratıklara döndüm.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Öne Çıkan Yayın
"Sessizce kendi kendime konuştum, alaycı bir tavırla başımı omzuma dayadım. Ne diye tasa çekiyordum sanki : ne tıkınacağımı, ne içeceği...
-
Acaba kendim ile yıllardır çok meşgul olduğum için mi kendime olan ilgimi kaybettim. Babaannem bir kere aynaya uzun uzadıya bakarsam en sonu...
-
Düzenli bir hayat temposu tutturdum sayılabilir. Sabah daha doğrusu öğlen uyandığım uykumdan sonra canım ne isterse kahvaltı niyetine yiyoru...
zaten ne diyordu Chuck Palahniuk: "biz televizyon izleyerek, milyonerler, sinema tanrıları, rock yıldızları olacağımıza inanarak büyüdük ama olmayacağız...hepimiz heba oluyoruz...bütün bir nesil benzin pompalıyor, garsonluk yapıyor ya da beyaz yakalı köle olmuş...reklamlar yüzünden araba ve kıyafet peşindeyiz...nefret ettiğimiz işlerde çalışıyor, gereksiz şeyler alıyoruz...bizler tarihin ortanca çocuklarıyız.
YanıtlaSilbir amacımız ya da yerimiz yok, ne büyük savaşı yaşadık ne de büyük buhranı. bizim savaşımız ruhani bir savaş, en büyük buhranımız, hayatlarımız..."