16 Mart 2022 Çarşamba

Baudelaire Üzerine Okumaların Okumaları

Uyuma bıkkınlığı, uyanma bıkkınlığı dayanılmaz hale geldiği için öldürüyorum kendimi; başkalarına yararsız, kendime tehlikeli olduğum için öldürüyorum” (s.342)

“Baudelaire 'in sözünü ettiği yolculuklar hep düşsel yolculuklardır. Çünkü o'na göre, gerçek yolculuklar hiçbir şeyi değiştirememektedir. Dünya her yerde aynı dünya, insan her yerde aynı insan ve iç sıkıntısı her yerde adım adım izlemekte insanı. Yolculukta her aşama aynalarla dolu bir oda gibi insan ruhunun aşağılıklarını yansıtmakta ve insan sefaleti ile birlikte seyahat etmektedir. İnsanlar seyahatlerden bir şeyler umarlar hep. Oysa Baudelaire 'in beklediği hiçbir şey yoktur gerçek seyahatlerden.''( Sunel, 1978: 96)

Her zaman sarhoş olmalı. Her şey bunda: Tek sorun bu. Omuzlarınızı ezen, sizi toprağa doğru çeken Zaman’ın korkunç ağırlığını duymamak için, durmamacasına sarhoş olmalısınız. Ama neyle? Şarapla, şiirle, ya da erdemle, nasıl isterseniz. Ama sarhoş olun. Ve bazı bazı, bir sarayın basamakları, bir hendeğin yeşil otları üzerinde, odanızın donuk yalnızlığı içinde, sarhoşluğunuz azalmış ya da büsbütün geçmiş bir durumda uyanırsanız, sorun, yele, dalgaya, yıldıza, kuşa, saate sorun, her kaçan şeye, inleyen, yuvarlanan, şakıyan, konuşan her şeye sorun, “saat kaç” deyin; yel, dalga, yıldız, kuş, saat hemen verecektir karşılığını: “sarhoş olma saatidir". Zamanın inim inim inletilen köleleri olmamak için sarhoş olun durmamacasına! Şarapla, şiirle ya da erdemle, nasıl isterseniz." ( s.85)

hayatımla ilgili ne yaptığım ne yapacağım hakkında bir fikrim yok. Her şeyi affede affede sinirlenebileceğim hiçbir şey kalmadı. Anlatıp rahatsız olacağım anlatıp rahatsız edeceğim tek bir tasam kalmadı. Ali Şeriati der ya "ben sizi rahatsız etmeye geldim" diye benim sizi rahatsız edeceğim hiçbir fikrim kalmadı. bütün öfkelerim, pişmanlıklarım, üzüntülerimi sindirdim. rahatsız olamıyorum. rahatsız edemiyorum. ruhum diye bildiğim her şey kendini mutluluğa bırakıp çekip gitti. ama bu mu mutluluk. ben dertlerimi tasalarımı geri istiyorum. zira kocaman bir iskeletten ibaret kaldım. alışkın değilim ki alışayım böyle olmaya. bu kadar tasasız olmaya alışamıyorum. teneke gibiyim. sıkılıyorum. mutlu olmaya hiç alışamadım. eskiden de mutluydum ama beni mutsuz edecek bir sürü şey de vardı. artık yoklar. ve ben keyfimce üzülemiyorum bile.
Üzülmek için belki onu özlüyorum. Onu özlediğim için üzülüyorum yoksa. Bırakmak için çokça sebebim vardı ama artık hiçbir sebep benim seni istememe engel olmuyor. Eve gelip yanına yatmayı özledim. Sabah uyandığımda yanımda olmanı, bu kadar güzel bir yaratığın beni seçtiğine her defasında şaşırmayı özledim. Sana hiç layık hissetmediğim için mi hırçınlaştım yoksa büyüdükçe isteklerim gözlerimi mi köreltti bilmiyorum. Bir daha yaşasam yine seni bırakırdım çok iyi biliyorum. Ama tekrar seni geri isterdim. 
Hayatı yolunda giden insanların yakınması zavallıca, büyüyünce zavallı mı oldum?

Öne Çıkan Yayın

"Sessizce kendi kendime konuştum, alaycı bir tavırla başımı omzuma dayadım. Ne diye tasa çekiyordum sanki : ne tıkınacağımı, ne içeceği...