1 Şubat 2025 Cumartesi

Ölüm iki gün öncesine kadar beni hiç korkutmazdı. Hatta ölebilme fikrini rahatlatıcı bulurdum Cioran gibi. Bir acil çıkış merdiveni, akıl hastanesi ve ailemin evi gibi görürdüm. Sonsuz bir rahatlık, sınırsız bir boşluk olduğunu düşünürdüm. Fakat çok sevdiğim birinin ani ölümü sonrasında bütün paradigmam sarsıldı. Geleceğimi sigortaladığım, sırtımı yasladığım birinin yok oluşu ile birlikte boşlukta asılı kaldım. Ani ölümden korkar oldum. Ne yapacağımı hiç bilmiyorum. Hayalini kurmayı beceremediğim geleceğimin bütün rizikolarını üstlenen ve onun benim için kurduğu hayale inandığım ve beni uğraştan kurtaran o kişinin yokluğu ile kendi geleceğimin rast geleliğiyle yine baş başa kaldım. İlk defa başıma gelecekleri bir üçüncü kişiye emanet etmiştim. 

Hayat artık o kadar da naif değil. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan Yayın

"Sessizce kendi kendime konuştum, alaycı bir tavırla başımı omzuma dayadım. Ne diye tasa çekiyordum sanki : ne tıkınacağımı, ne içeceği...