Tarihin tortulaştıkça yapıcı bilginin işlevini yitirmesi nihayetinde, tortulaşan tarihin tekleşmesiyle ve tortu tarihin diğer bütün tarih yazımı üzerine kendiliğinden ve doğası gereği otoriter bir yapı oluşturması şeklinde kendini gösterir. Tek-düzeleşen tortu tarih, diğer bütün tarih yazımını otoriterleşmesiyle, adeta gayri meşru ilan eder ve dışlar. Bu şekilde aslında "bilgi" olan idelojikleşmeye başlar ve "bilgi" verme iddiası taşıyan türdeşlerini sistem ve bellek dışı ilan eder. Tortu tarihin bu anlayışa yol açması da doğası gereği bir gerekliliktir zira tortu o kadar katmanlaşmıştır fakat aynı zamanda kırılganlaşmıştır ki, en önemsiz çelişki bile tortu tarih için bir tehlike teşkil etmektedir. Cemal Kafadar'a göre de tüm geciken uluslarda bu aşama kaçınılmaz bir evredir. Zira "resmi tarih" uzun yıllar yeni rejimi kollayan tarih olarak rejimi düzlüğü çıkarma hedefindedir. Zafer Toprak'a göre de Cumhuriyet'in ilk on yılı vatandaşlı olmayan, kendini reformlarıyla var etmeye çalışan bir devlet vardır. Sonraki otuz yıl da vatandaşı bu düzene uydurmaya çalışmakla geçer. Geciken uluslardan sayılabilinecek olan Japonya'da Mikado'dan sonra aynı aşamalar suret bulmuştur. Gerçekten de, "geciken uluslarda tortu tarih bir ideolojiyi beslemek için mi tortulaşır" yoksa "ideoloji mi beraberinde resmi bir tarih yazımı getirir" soruları birbirine geçmiş ve adeta bir dikotomi teşkil eder hale gelmiştir. Ve nihayetinde, tortu tarihin tehlikesi dönüşüme ayak uydurmamasıyla kendini gösterir. Gittikçe köhneleşir ve hatta gelişen şartlara ayak uyduramadığından dogmalaşır ve neredeyse bir mite dönüşür. Tarihin kendini yenilemesiyle ve güncel olmasıyla bilgiye dönüşmesi ve işlevli olması, tortu tarihin dogmalaşması sonucu bir mite dönüşmesini kaçınılmaz hale getirir. Zira tarih bilinci, kişinin dünle yaşamını bütünlemesinin bir tezahürü olduğundan, kişinin yaşamının gerekliliklerine yetersiz kalan tortu bilinç, dün ile bugün arasındaki köprüyü kurmakta güçlük çeker. Tarih bilinci de son kertede bireyin algılaşıyının bir biçimi olduğundan, bireyin bir ideoloji kisvesi altında kalmış tortu tarih ile kendini anlamlandırmakta güçlük çektiği noktada bozunmaya ve metamorfoza uğramaya başlaması sonucunu doğurur. Hakim tarih anlayışında bu bozunma da kendini dünden gayri, dünün yetiştirmediği veya kendi dününe karşı bireyler yaratma tehlikesi içine sokar. Artık tarih bireyin günümüzdeki konumu idrak edebileceği bir durak ya da "bilgi" olmaktan çıkar ve pek çok değişkenin olduğu bir çözümsüzlük girdabına dönüşür. Hele postmodern yeni dünyamızda, teyit kurumunun kaybolduğu, her bireyin "bilgi"sinin birer "norm" olarak kabul edildiği ve buna binaen her normun sübjektif kanılara dayandığı göz önüne alınırsa hakim tarih anlayışının işlevselleğini koruması neredeyse imkansızdır. Nihayetinde elimizde kalan, basacak sağlam bir zemin bulamamaktır. Zira her zemin sübjektiftir. Kanaatimce de, tortu tarih anlayışının dogmalaşması bu sonucu doğurmuştur. Çünkü ideolojikleşen tarih ile söz konusu ideoloji karşıtları karşı karşıya geldiğinde, artı düşman olan yalnız ideoloji olmayacak hakim tarih de reddedilen ve söz gelimi lanetlenen bir olguya dönüşecektir. Hakim tortu tarih ile rejimi ayakta tutan egemen organlar da bu dayanaklarının eksikliğini, sübjektif bir anti-hakim tarih öğretisi yaratarak devam ettirmeye çalışacaktır. Bu yeni öğreti ise artık basacak beton zemini kalmayan postmodern bireyler için umut inşaası hedefi taşıyacağından, hakim tarih öğretisi aksine olan her "bilgi"yi pembe bulut şeklinde tasvir edecektir. Fakat Zafer Toprakı'ın da alıntısıda belirttiği gibi, bilgi tekdüze bir imgeye dönüştüğünde bir ideolojinin uzantısına dönüşür. Yeni tarih yazımı da tek düzeleştiği ve değişime direnç gösterdiği ölçüde, çizilen pembe bulutlar da zamanla tortuşlaşmış kraterlere dönüşecek ve doğası gereği bu paradoksa hapsolacaktır. Bu paradokstan çıkmanın tek yolu da tarih yazımının çok sesli olması ve tartışmaya olanak sağlayacak ölçüde birbiriyle barışmasıdır. "Yeni tarih" -topyekün bir tarih- her bilgi dağarcığına açık olacak ve bilgilerin birikimiyle oluşacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder